Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Nedir?

Ülkemizde halk arasında çene cerrahisi olarak bilinen ağız, diş ve çene cerrahisi, gömülü dişlerde uygulanacak cerrahi işlemleri kapsar.

Gömülü diş ne demektir?

Sürme zamanı geldiği halde çeşitli nedenlerle ağızda yerini alamayan dişlere gömülü dişler denir.

Gömülü dişlerin oluşturabileceği şikayetler nelerdir?

ENFEKSİYON: Yarı gömülü diş ile üzerindeki diş eti arasına sürekli yemek artıkları girer. Bu alan diş fırçasıyla temizlenemez, sonuçta enfeksiyon ve ağız kokusu gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle yarı gömülü dişler olmak üzere sürekli tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilirler. Yumuşak dokuda meydana gelen bu enfeksiyonlar bazen çok ağır seyreder. Çok ağır antibiyotik tedavisi ve hastane şartları gerektirebilir. Ağır seyreden enfeksiyonlar, yüzün şişmesine submandibular apselere hatta yanağa, boyuna ve göğse yayılan enfeksiyonlara neden olabilirler.

AĞIZ KOKUSU: Yarı gömülü yirmi yaş dişleri ile diş eti arasında oluşan alanlara sürekli yiyecek artıkları kaçıp burada bakterilerin çoğalmasına bağlı olarak özellikle sabahları olmak üzere bu durum kötü ağız kokusuna neden olabilirler.

ÇÜRÜK: Pozisyonu kötü olan bir yirmi yaş dişi yanındaki dişin çürümesine ve kaybına neden olabilir. Hatta önündeki dişin köklerini bile çürütebilir. Bu çürükler, kemik içinde ağır seyreden enfeksiyonlara ve dayanılmaz ağrılara neden olabilir.

BASINÇ AĞRISI: Gömülü bir yirmi yaş dişi sürme sırasında komşu dişlere de basınç uyguluyorsa sıkışmadan dolayı da bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç aşınmaya yol açar.

DİŞLERDE ÇAPRAŞIKLIK: Bu konuda kesin bir çalışma olmamasına rağmen gömülü yirmi yaş dişleri ön dişlerde zamanla çapraşıklığa neden olabilirler.

BAŞ AĞRILARI: Pratikte sebebi belli olmayan baş, göz, yüz ve omuz ağrılarına neden olabilirler. Ağrılar, sürekli ve hiçbir ağrı kesiciye cevap vermeyen künt tarzdadır.

FOKAL ENFEKSİYON ODAĞI: İnsan vücudu gömülü dişlerin etrafında biriken ve temizlenemeyen bakterilerle sürekli savaş halindedir. Bu demektir ki, gömülü dişlerden kana sürekli bir bakteri akını olmaktadır. Bu durum, romatizma ve kalp hastalarında büyük önem oluşturmaktadır. Bundan dolayı ilerleyen yaşlarda gömülü dişlerin çekimi gerekmektedir. İlerleyen yaşlarda gömülü diş çekiminin zorluğu ve genel sağlık durumunun normal olmamasından dolayı diş çekimi daha da zorlaşmaktadır.

KİST ve TÜMÖR OLUŞUMU: Türkiye’de yapılmış çalışmalara göre, gömülü bir yirmi yaş dişinin yan dişe zarar verme veya kist oluşumuna neden olma olasılığı %26’dır. Bu yüksek bir orandır ve her dört kişiden birinde gömülü bir yirmi yaş dişinin kist oluşturmasına, önündeki dişe zarar vermesine veya kemik yıkımına neden olduğunu gösterir. Eğer kist oluşmuşsa daha da büyümesini engellemek ve kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren de olsa yirmi yaş dişinden kaynaklanan kistler çok geniş alanlara yayılabilir ve tesadüfen çekilen röntgen filmlerinde teşhis edilirler, hastada en ufak bir rahatsızlığa neden olmazlar. Türk toplumunda yapılan bir araştırmaya göre, gömülü dişlerin çok nadir de olsa iyi ya da kötü huylu tümörlere neden olabileceği de gösterilmiştir.

Gömülü dişleri kimler çekebilir?

Ülkemizde halk arasında çene cerrahı olarak bilinen ağız, diş, çene hastalıkları ve cerrahisi uzmanı olabilmek için diş hekimleri özel eğitim almaktadır. Uzmanlık yaptıkları süre boyunca rutin bir işlem olarak gömülü dişlerin cerrahi prosedürünü gerçekleştirmektedirler.

Hiçbir rahatsızlık vermese de kötü pozisyonlu bir yirmi yaş dişi neden çekilmelidir?

Dişin pozisyonunun bozuk olması, enfeksiyon için tek başına yeterli bir sebeptir. Böyle bir durumda bahsedilen problemlerin oluşma olasılığı çok yüksektir. Üstelik bu tip problemler, aniden ve beklenmeyen bir zamanda gelişebilirler. İlerde oluşması muhtemel şikayetleri (enfeksiyon, kist vb.) önlemek amacı ile gömülü dişlerin fark edildiği anda çekilmesi gerekir.

Yirmilik dişlerin çekilmesi için en uygun zaman nedir?

Teorik olarak diş kökünün 2/3’ünün oluştuğu zamandır, bu da çoğu zaman 18-22 yaş aralığına rastlar. Genç yaşlardaki operasyonlar teknik olarak daha kolaydır ve iyileşme daha çabuk ve sorunsuz olur. 40 yaşın üstünde gerçekleştirilen operasyonlar ise epey zorlaşır. Ayrıca yaşın artmasıyla birlikte yan etkiler de artar ve iyileşme dönemi uzar.

Akut-aktif enfeksiyonun olduğu durumlarda (perikoronitis) gömülü diş çekilebilir mi?

Aktif enfeksiyon varlığında gömülü diş için gerekli tedavi yapıldıktan (antibiyotik tedavisi, apse drenajı, ağız gargaraları) sonra en kısa sürede çekilmelidir. Çekimi ertelenen dişlerden kaynaklanan enfeksiyonun tekrarlaması kaçınılmazdır.

AĞIZ KANSERLERİ VE KİSTLER

Ağız içi, fiziksel hasarlara vücut derisi kadar dayanıklı değildir. Ağız yapısı sıcak, mekanik travma gibi nedenlerle çok kolay zedelenmektedir. Ciltte oluşan yaralar bandaj, yara bandı ile kapatılabilirken, ağız içinde bu mümkün olmamaktadır. Ağız içinde oluşan yaralarda ağız hijyenine dikkat edilmeli, hekimin tavsiyelerine aynen uyulmalıdır.

Uzun süre iyileşmeyen yaralar (2-3 hafta) ihmal edilmemeli, en kısa sürede bir hekim tarafından muayenesi yapılmalıdır. Ağız içinde sürekli tekrarlayan yaralar ise bir başka hastalığın bulgusu olabileceğinden hekim kontrolü geciktirilmeden yapılmalıdır. Ağız kanserleri tüm kanserlerin %3’nü oluşturmaktadır. Tüm dünyada yıllık 360.000 insan ağız kanserlerine yakalanmaktadır. Bu hastalığın nedenleri arasında sigara ve alkol kullanımı ilk sırada gelmektedir. Ağız kanseri teşhisi konan kişilerden %70’i sigara kullanmaktadır. Sigara kullanımının, bu hastalığa yakalanma riskini 2-12 kat arasında arttırdığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Bu hastalıkların tedavisinde başarı oranı erken teşhise bağlıdır. Geç kalınan vakalarda tedavi süreci zorlu geçmekte ve tedavide başarı şansı azalmaktadır. Risk grubunda olan kişilerin daha sık olmak kaydıyla herkesin düzenli diş hekimi muayenesi yaptırması önerilmektedir.

YİRMİ YAŞ (AKIL DİŞİ) OPERASYONLARI

Akıl dişi olarak da bilinen yirmi yaş dişleri, 18-25 yaşları arasında sürerler (ortalama 19 yaş). Yirmi yaş dişleri, genellikle diş kavisindeki yerini alamazlar sonuçta tam veya yarı gömülü olarak çene kemiği içinde kalabilirler. Diş kavisinde yerlerini alamamalarındaki en büyük neden, çene kemiğinin tüm diş dizisini içine alamayacak kadar dar olmasıdır.

Bu dişler, dolaylı veya dolaysız olarak hastalarda estetik ve sağlık problemlerine yol açmaktadır. Yer darlığı olan çenelerde yirmi yaş dişleri sürerken kendilerine yer açmak amacı ile diş dizisindeki diğer dişlere baskı uygulayarak bu dişlerin pozisyonunu bozmakta ve ileri yaşlarda çapraşıklıklara neden olmaktadır. Yirmi yaş dişlerinden kaynaklanan enfeksiyonlarda ise hastalar büyük sıkıntılar yaşayabilmektedir. Yirmi yaş dişinden kaynaklanan ağrıların tam olarak nereden geldiği bazen tespit edilememektedir. Bu ağrıların kulak, bademcik ve sinüs gibi komşu alanlardan kaynaklandığı düşünülerek, hastalar diğer branş kliniklerinde vakit kaybetmekte ve şikayetleri devam etmektedir. Bu dişlerden kaynaklanan enfeksiyonlar ise günümüzde antibiyotiklerin gelişmesi ile ciddi sağlık sorunlarına neden olmamaktadır. Fakat bu dişlerin bulunduğu bölge itibariyle çenede kilitlenmelere, yeme ve konuşma güçlüklerine neden olmaktadır. Bu durum ise hastalarda ağrının yanı sıra beslenme bozukluğuna bağlı halsizliğe neden olmaktadır. Çalışan hastalarımızda ise iş gücü kayıpları yaratmaktadır.

18 yaşına gelmeden hastaların röntgen filmlerinin çekilerek, bu dişlerin durumları ortodontist ve çene cerrahının görüşleri alınarak diş hekimi tarafından değerlenmelidir. Şikayet edilmeyen gömülü dişlerin çekimi ise tartışmalıdır. Çekilmeyen gömülü dişlerden kaynaklanan kist, tümör, kanser gibi hastalıklar nadir olmasına rağmen, ortaya çıktıklarında hastaya daha büyük cerrahi işlemlerin uygulanmasını gerektirmektedir.

Çene içerisinde gömülü kalan bu dişlerin cerrahi çekimi uzman bir hekim tarafından, modern koşullarda yapılmalıdır. Operasyon, lokal anestezi altında yapılmaktadır. Genel anestezi ise tüm yirmi yaş dişlerinin çekildiği, bulantı refleksi ve aşırı korkusu olan hastalarda tercih edilmektedir. Operasyon çoğu zaman 30-45 dakika sürmektedir. İdeal koşullarda ve uzman bir ekip ile yapılan operasyondan sonra şikayetler minimum olmaktadır. Çekim yerinin iyileşme sürecine bağlı ödemin (şişliğin) olması normal karşılanmalıdır.